UNIT-12
UNIT TWELVE
Imperatives
Imperatives: Emir cümleleri
‹ngilizcede emir cümleleri olumlu ve olumsuz emir olmak üzere 2’ye ayr›l›r.
Olumlu emirde cümlenin bafl›na fiil getirilir.
Open the window. : Pencereyi aç›n›z.
Close the door. : Kap›y› kapay›n.
Go out. : D›flar› ç›k
Sit down. : Oturunuz
Speak English. : ‹ngilizce konuflun.
Come with me. : Benimle geliniz.
Olumsuz emirde cümle “don’t” fiili ile bafllar.
Yani birisinden bir fleyi yapmamas›n› belirtmek için kullan›l›r.
Don’t smoke. : Sigara içme.
Don’t shout. : Ba¤›rma.
Don’t be late. : Geç kalmay›n.
Don’t drive fast. : H›zl› araba kullanma.
EXERCISE A: Match the pictures with the sentences.
a. Open your mouth. b. Close the window.
c. Take your umbrella. d. Drive slowly.
e. Read newspaper. f. Write a letter.
1 2 3 4
5 6!NG!L!ZCE 7
114
SUMMARY (ÖZET)
Olumlu Emir
Open the door. Kap›y› aç / aç›n / aç›n›z.
Turn left. Sola dön / dönün / dönünüz.
Wait there. Orada bekle / bekleyin / bekleyiniz.
- Emir cümlelerini kibar hale getirmek için ba$ına veya sonuna “please” eklenir.
Open the door, please.
- Olumsuz emirde cülenin ba$ına “don’t” getirilir.
Don’t run in the classroom.
S›n›fda koflmay›n.
Don’t enter. Girmeyin.
- Bir emri vurgulamak için cümlenin ba$ına “Do” getirilir.
Do have some chicken.
Biraz tavuk yiyin.
- Özellikle emir söylenen ki$i belertilmek istenirse cümlenin ba$ına “you” getirilir.
You go out
Siz d›flar› ç›k›n.
- Bir gruba hitap ederken “somebody, nobody, everybody ve anybody”
kelimeleri kullanılarak emir verilir.
Everybody stand up.
Herkes ayaga kalks›n!
Somebody close the window.
Biri pencereyi kapats›n.
- “Always, never” zarfları emir cümlesinin ba$ında yer alır.
Always, come early
Daima erken gel.
Never smoke cigarette.
Asla sigara içme.
"!NG!L!ZCE 7
115
VOCABULARY
air : hava
animal : hayvan
answer : cevap
before : önce
cause : sebep olmak
change : de¤ifltirmek
city : flehir
country : ülke
eye : göz
farm : çiftllik
follow : takip etmek
food : g›da
great : büyük
kind : nazik, kibar
last : son
left : sol
let : izin vermek
low : düflük
move : hareket etmek
need : ihtiyaç duymak
own : sahip olmak
read : okumak
say : söylemek
small : küçük
spell : hecelemek
story : hikaye
study : çal›flmak
tree : a¤aç
turn : dönmek
want : istemek
while : iken
world : dünya